11 Ocak 2009 Pazar

WWW.OZGURKURU.NET

YAZILARIM WWW.OZGURKURU.NET/BLOG UZERİNDE YAYINLANMAKTADIR. İLGİLENEN ARKADAŞLAR LÜTFEN BU SİTEYİ ZİYARET ETSİNLER

24 Haziran 2008 Salı

mezuniyet...

evet nasıl geldi, nasıl geçti bilemiyorum ama Hacettepe Üniversitesindeki maceram son iki ayına girdi. 25 Haziran tarihindeki mezuniyet töreninden sonra artık Hacettepe Üniversitesinde sadece yaz okulu bağlantım kalmış olacak. Koskoca iki yıl göz açıp kapayıncaya kadar bitti. Çok güzel arkadaşlıklar, dostluklar yaşadım. Üzüldüğüm, ağladığım, kırıldığım, kırdığım, üzdüğüm ve mutlu olduğum çok olay ve insan tanıdım bu iki yıl boyunca. Gerek Öğrenci Konseyindeki görevim gerekse okulumda zaman içinde çok iyi arkadaşlar tanıdım. Hepsine buradan teşekkülerimi ve onlara karşı işlemiş olduğum hatalardan dolayı özürlerimi bir borç bilirim. Özellikle arkadaşlığımızda 6. yılımızı tamamladığımız, serhat ve yılmaz arkadaşıma, üniversitede tanıyıp kısa sürede değer verdiğim dostlarım arasına katılan sinem arkadaşıma, iyi ve kötü günlerimde yanımda oldukları için çok teşekkür ediyorum. Üniversite hayatımız bitiyor diyebiliriz. Artık üniversite arkadaşlığı durumundan çıkıp ebedi dost olarak kalacağımızı düşündüğüm bu üç arkadaşıma üniversite sonrası hayatlarında başarılar diliyor ve bu dostluk grubunun hiç bozulmayacağını bilerek her zaman nerede olursam olayım bu üç harika insandan yardımlarımı ve desteğimi esirgemeyeceğimi dile getirmek istiyorum......

Hayatımda bir dönem daha bitti, bitmek üzere... Bu dönemde kalbimde ve ruhumda iz bırakan tüm arkadaş ve hocalarıma teşekkürlerimi sunuyorum.....

Uzunca bahsettim ama tekrar söylemek istiyorum ÖZELLİKLE;
Sinem, Yılmaz ve Serhat sizlere çok teşekkür ederim. Umarım sizlere layık bir arkadaş olmayı başarabildim... Size yaşatmış olduğum tüm üzüntüler ve kırgınlıklar içinde özürlerimi bir borç bilirim....

16 Haziran 2008 Pazartesi

Neden....

Herşey üst üste gelir bazen hayatımızda. Nedenini bilemediğimiz bir şekilde gelişir olaylar. Ağlarız. Aslında mutsuzluk değildir nedeni göz yaşlarımızın. Fakat yapacak bir şeyimiz yoktur, bekler, susar ve ağlarız. Aklımıza gelmez ağlamak, sadece ağlarız. Sessiz bir köşede, düşüncelerimizi ya içimize atarız ya da yıllar sonra saklayabilirsek ucu sararmış olacak kağıtlara gizleriz. En yakınımızda ki insanlar bile bilmezler bazen, bilemezler. Tanıyamayız hayatı ve insanları. Anlam veremeyiz, vermek istesekte verecek anlam bulamayız. Anlamsızlıklar içerisinde yaşamaya çalışır ve ağlarız.